Küfi Suyu ve Banaz Çayı kollarının birleşmesiyle oluşur ve Ege denizine dökülür. Uzunluğu 584 km’dir. Büyük Menderes ovası bataklıkları kurutulduktan sonra Türkiye’nin en verimli alanlarından birisi olmuştur.
Afyon İli Dinar İlçesi yakınlarında Suçıkan Mevkii’nde doğar. Işıklı ve Küf’i Çayları’nı biriktiren Işıklı Barajı’ndan çıkıp Çivril, Çal ve Baklan Ovaları’nı geçer ve Çal’ın doğusundan kuzeye dönerek, Güney İlçesi’ne doğru derin bir yatakta akar. Uşak ’tan gelen ve Menderes’in en büyük kollarından olan Banaz Çayı’nı da alarak, Sarayköy Ovası’na iner. Denizli hudutları içindeki Çürüksu ve Gökpınar Çayları ile beslenerek batı yönünde ilerler. Nazilli, Aydın ve Söke Ovaları’nı besleyip 560 km. uzunluğundaki yolculuğunu Söke İlçesi Dipburun Mevkii’nde Ege Denizi’ne dökülerek tamamlar. Denizli İli, toplam yağış alanı 11 852 km² olan Büyük Menderes Nehri’nin yukarı havzasında yer alır.
Türkiye’nin tarımsal potansiyel bakımından önde gelen alanlarından olan Büyük Menderes Havzası, Denizli’den başlayarak Ege Denizi kıyılarına uzanan çok geniş ovaları kapsar. Bu ovalarda pamuk, sebze ve meyve üretilir. Entansif tarımın yapıldığı oldukça verimli bu bölgemizde, çok çeşitli ürün deseni bulunmaktadır. Havzanın Türkiye alanına oranı % 3.5 olup, sınırları içinde Denizli, Çivril ilçesi sınırında Denizli iline girer. Aydın, Uşak il merkezleri ile Sarayköy, Söke, Nazilli, Çine, Yatağan, Tavas, Buldan, Eşme, Banaz, Çal, Honaz, Dinar, Sandıklı gibi ilçe merkezleri bulunmaktadır. Büyük Menderes Havzası, sahip olduğu ekolojik özellikler nedeniyle, Ege Bölgesi ve Türkiye tarımına önemli katkılarda bulunmaktadır. Çivril ovası içinde Büyük Menderes nehri suyu çok temizdir. Henüz sanayı atıkları karışmadığı için temiz akmaktadır. Çivrilliler bu nehri gözü gibi korumakta ve evsel ve sanayi atıkları ile kirletimemesine büyük özen göstermektedirler. Onları bu duyarlılıklarından dolayı kutlamak gerekir.
Büyük Menderes Nehri, yerleşim yerlerinden kaynaklanan evsel atık sular; sanayi kuruluşlarında oluşan endüstriyel atık sular; aşırı, zamansız ve yanlış gübre-pestisit kullanımı etkileriyle kirletilmektedir. Havzaya kuş bakışı bakıldığında, arazi kullanım tasarımlarının yetersizliği, üreticinin çok ürün beklentisi sonucu toprağı ve biyolojik çeşitliliği kimyasallarla acımasızca yok edişi, nüfus artışları ile yaşam dengelerinin bozulduğu görülür. Atık alıcı ve
taşıyıcı ortamı olarak işlevini sürdüren Büyük Menderes’e, teknolojik, evsel ve kentsel atıkların deşarj edilmesi, milyonlarca yılda oluşan ekolojik dengelerin birkaç on yılda bozulması sonucunu getirmiştir. Denizli, Uşak ve Aydın illerinde, Büyük Menderes nehrine atık sularını arıtmadan savaklayan 20 tür endüstri kuruluşu mevcuttur. DSİ havza istatistiklerinde, Büyük Menderes Nehri Havzası’ndaki belediye sayısı 165 olarak verilmektedir. Bunlardan yalnızca altısında kanalizasyon şebekesi bulunmaktadır. Aşağı havzalarda ise kirlilik daha da yoğunlaşmakta ve nehir ekosistemi yok olmak üzeredir.
Elbistan’ın 3 km Güneydoğusunda, Pınarbaşı’ndan doğan ve Elbistan’ın ortasından geçen Ceyhan Irmağı şehrin can damarıdır. Akdeniz Bölgesi'nin büyük akarsularından olup uzunluğu 509 km’dir. Çukurova’da geniş bir delta oluşturarak Akdeniz’de İskenderun Körfezi'ne dökülür. Başlıca kolları; Söğütlü, Hurman, Göksun, Mağara Gözü ve Aksu çaylarıdır. Ceyhan vadisi barajlar için son derece elverişli olması nedeniyle üzerinde bir çok baraj kurulmuştur. Nehir üzerine Menzelet, Aslantaş, Sır ve Berke Hidroelektrik Santralleri yer almaktadır. Ayrıca Ceyhan için tarım yönünden büyük bir kaynaktır.
Orta Asya'da bulunan Seyhun ve Ceyhun olan nehir isimleri Orta Asya'dan göçen Türkler tarafından Çukurova'ya geldiklerinde, Ceyhan ve Seyhan olarak konulmuştur. Roma döneminde ise şimdiki Ceyhan ilçesinin bulunduğu yerdeki Romaya ait kentin ve nehrin ortak adı ise Pyramus'tur.
Dicle NehriTürkiye’de doğup birçok kolları olan ve Irak topraklarına geçip orada Fırat’la birleşerek Şattülarap’ta Basra körfezine dökülen nehirdir. Nehir ana kaynaklarını Doğu Anadolu dağlarından ve dipten sızma yoluyla Elazığ yakınlarındaki Hazar (Gölcül) gölünden alır. Türkiye’nin önemli akarsularındandır. Doğu Anadolu dağlarından çıkar, Basra Körfezi’ne dökülür. Toplam uzunluğu 1900 km’dir. Türkiye topraklarında kalan bölümün uzunluğu ise 523 km’dir. En önemli kolları Batman ile Garzan, Botan, Habur, Büyük Zap ve Küçük Zap’tır. Debisi ortalama 360 m3/sn dir. Eylül ayı ortalarında 55 m3/sn ile en küçük, şubat sonunda 2263 m3 /sn akımı ile büyük değişiklik gösterir. Akarsuda genellikle yaz sonu kuraklığı ve sonbahar başı yağış noksanlığı nedeniyle su azalır. Buna rağmen kış sonu yağışı ile ilkbahar
başındaki karların erimesinden oluşan su ile kabarır.
Uzunluğu 1900 km (Bunun Türkiye topraklarında kalan kısmı 523 km ) olan Dicle,
Güneydoğu Toroslarda Maden Dağları kesiminde, Hazarbaba Dağı'nın güney tarafında, Yıldızhan yanındaki bir kaynaktan çıkar. Eskiden Hazar Gölü'nden beslenirdi. Şimdi gölle bağlantısı kesilmiştir. Kaynaktan çıktıktan sonra Maden ilçesinin önünden geçerek, Maden Çayı adını alır ve güneydoğuya doğru dar ve derin vadilerden geçip Diyarbakır şehrinin bulunduğu lav sahanlığının doğu kesimine paralel akar. Burada nehir vadisinin tabanı 600 m’ye iner. Diyarbakır’ın güneyinde 8 km mesafede doğuya yönelir. Bundan sonra kuzeyden Toros Dağları yamaçlarından inen başlıcaları Anbarçayı, Kuruçay, Pamukçayı ve Hazroçayı,
Batman ve Garzan sularını alır. Güneyden ve Mardin eşiğinden inen sel yatakları Göksu ve Savur Çayı Dicle’ye katılır. Raman Dağının güney eteklerinde dar boğazlardan geçerek Botan Suyu ile birleşerek onun doğrultusunda güneye döner.
Dicle Nehri, güneye doğru akarken Cizre ilçesinin içinden Habur Suyu kavşağına kadar 40 km uzunlukta Türkiye-Suriye arasında sınırı meydana getirir. Habur Suyu ile birleştikten sonra Irak topraklarına girer. Dicle, Irak toprağında çöküntü çukurdan akarak, dar boğazları aşar Musul’da Büyük ve Küçük Zap sularıyla birleşir. Mezopotamya ovasına iner, bundan sonra Bağdat yakınlarında Fırat’a 35 km yaklaşır. Burada yine İran’dan gelen Piyale Nehri ile birleşir. Bu birleşmeden sonra tekrar Fırat’a yaklaşır ve Kurna yakınında Basra’nın 64 km yukarısında Fırat’la birleşerek Şattülarap ismini alır. Basra Körfezi'ne dökülür. Dicle Nehrinin suları yaz mevsimi sonlarına doğru azalır. Nisan ayında, nehrin yukarı çığırındaki dağlarda karların erimesinden suları çoğalır, en yüksek seviyesine ulaşır. Dicle, marttan mayısa kadar üç ay içinde, bütün yıl akıttığı suyun hemen yarısını akıtır. Rejimi düzenli değildir. Bu bakımdan bazı yıllar haddinden fazla taşarak birçok zararlara sebeb olur. Bu sebeple zararlarını önlemek maksadıyla Dicle’nin Mezopotamya’da kalan kıyılarına daha M.Ö. 3000 yıllarında setler yapılmıştır. Bu setler suların taşmasını önlediği gibi ekilen arazilerin yazın sulanmasını da sağlamıştır. Fakat setlere rağmen büyük taşmalar önlenememiştir. Yirminci asırda çalışmaları ancak 1939’da başlamış ve Kut Barajı yapılmıştır. 1958’de Samarra ve 1961’de de Dokham Barajı yapılarak suların taşması önlenmiştir. Bugün sadece
Samarra ve Amarra arasında bir milyon hektarlık arazi ekilebilir hale sokulmuştur.
Dicle, eski Mezopotamya sınırını meydana getiren ırmaklardan biridir. Uzunluğu Fırat’tan daha kısa olmakla beraber suyu daha çoktur. Dicle, günümüzde de sulama kanallarıyle sulama sağladığı gibi, orta büyüklükteki taşıtlar nehrin ağzından Bağdat’a kadar, daha küçük boy taşıtlarsa Musul’a kadar giderek ulaşıma katkıda bulunmaktadırlar. Bu nehirlerden ulaşım bakımından çok faydalanıldığı tarihî kalıntılardan anlaşılmaktadır. Dicle kıyısında eskiden kurulmuş Ninova, Nemrut, Asur şehirlerinin eski kalıntıları bunun en sağlam belgesidir.
Fırat nehri, Türkiye'nin en verimli ve su potansiyeli en yüksek ırmağı.
Siverek ilçesi, Dağbaşı Bucağı yakınındaki Maktalan civarında Şanlıurfa topraklarına giren Fırat nehri Adıyaman ve Gaziantep il sınırını belirledikten sonra Suriye, daha sonra Irak topraklarına girer. Irak'ta denize uzak olmayan bir noktada Dicle Nehri ile birleşerek Şatt'ul Arab'ı oluşturur ve Basra Körfezi'ne dökülür. Nehrin en önemli kolları Murat, Karasu, Tohma, Peri, Çaltı ve Munzur Çayları'dır.
Toplam uzunluğu 2.800 km ile Türkiye sınırları içinde kalan bölümün uzunluğu ise 971 km'dir. 720.000 km² su toplama havzasına sahiptir. Fırat Nehri'nin rejimi Türkiye'deki diğer akarsulara göre daha düzenlidir. Mart ile Haziran ayları arasında yavaş yavaş kabarır, Temmuz ile Ocak ayları arasında çekilmiş olmasına rağmen yine de bol su akışı olur.
Nehir üzerine Türkiye’nin en büyük barajları inşa edilmiştir. Bu barajlardan Keban, Karakaya, Atatürk, Birecik ve Karkamış Barajları tamamlanmıştır. Ayrıca Fırat'ın suyu inşa edilen 2 adet Şanlıurfa tüneli de Harran Ovası ve çevresine yıllardan beri suya hasret topraklara suyu ulaştırmıştır.
Batı dillerinde Fırat nehri, Euphrates olarak geçer. Euphrates adı Yunanca'dan gelen bir sözcüktür. İsmin asıl kaynağı konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır:
1. Eski Farsça'daki Ufratu ve Akad dilindeki Purattu 'dur. Eski Farsça'daki sözcüğün Avesta Farsça'sında geçen huperethuua(geçmesi kolay) olduğu tahmin edilmektedir.
2. Arapça tasasızlık, rahatlık anlamına gelen "ferahat" kelimesinden gelmektedir.
3. Fırat; Akadcada Pu-rat-tu, Sümercede Buranun olarak geçmektedir. Kelimenin Hint-Avrupa kökenli olmadığı, Akadca ve Sümerceden kaynaklandığı, Eski Farsça ve Farsça aracılığıyla diğer dillere geçtiği görüşü ağırlık kazanmaktadır. Eski asur dillerinde de fonetik olarak fırat sözcüğüne yakın olan pratru kelimesi de ilk gelene ait olan anlamında kullanılmıştır.
KIZILIRMAK
Kızılırmak NehriTürkiye topraklarından doğarak yine, Türkiye topraklarından denize dökülen en uzun akarsudur. Uzunluğu 1.355 km’dir. Deniz taşımacılığı için kullanılmaz. Başlıca kolları Delice Irmağı, Devrez ve Gökırmak’tır.
Nehir, İç Anadolu'nun en doğusundaki Sivas ilinde Kızıldağ'ın güney yamaçlarından yaklaşık 39,8° Kuzey 38,8° Doğu noktasından doğar,ilk önce batı ve güney batıya 38,7° Kuzey 34,8° Doğu ya kadar akar ,daha sonra yay şeklinde biçimlenir.İlkin batıya ,daha sonra kuzey doğudaki Tuz Gölü'nü geçerek kuzey batıya akar.Daha sonra kuzey ve kuzey doğuya yönelir.Burada Delice Irmağı ile 40.47° Doğu 34.14° Batı nokasında birleşir.Sonra zig zaglar çizerek kuzey batıya akar.41.10° Doğu 34.42° Batı da Devrez Nehri ile birlikte akar.Ve Kuzey doğuya doğru döner .
Sonuçta Karadeniz'e 41.72° Kuzey 35.95° Doğu noktasında boşalır. Sırasıyla Sivas, Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara, Çankırı, Çorum ve Samsun illerinden geçerken çok sayıda dere ve çayın sularını toplayarak Bafra Burnu'ndan Karadeniz'e ulaşır.Yağmur ve kar sularıyla beslenen nehrin rejimi düzensizdir. Temmuz ve Şubat arasında düşük su düzeyinde akan nehir, Mart ayında hızla kabarmaya başlar ve Nisan ayında en yüksek su düzeyine ulaşır. Ortalama debisi 184 m³/sn olan nehrin 20 yıllık gözlem süresince en az 18,4 m³/sn’ye ve en çok 1.673 m3/sn.’ ye ulaştığı tespit edilmiştir.Nehir üzerine 7 baraj yapılmıştır. Bunlar Kayseri ilinde Sarıoğlan, Ankara yakınlarındaki Kesikköprü, Hirfanlı ve Kapulukaya barajları ile nehrin Bafra Ovası’na kurulmuş Altınkaya ve Derbent barajlarıdır. Nehir üzerine son olarak Obruk Barajı yapılarak 2007 yılı içerisinde su tutumuna başlanılmıştır.İrili ufaklı birçok gölün bulunduğu Kızılırmak Deltası, Türkiye'nin en önemli kuş yaşam alanlarından da biridir. Adını suyunun renginden alan, antikçağda ise tuzlu akarsu anlamına gelen Halys adıyla anılan Kızılırmak, Anadolu'da kurulmuş medeniyetlere hep ev sahipliği yapmış. Bugün Kızılırmak Vadisi'nde tarihin her dönemine ait izler bulmak mümkün; kaya mezarları ve yerleşimleri, farklı medeniyetlere ait kaleler, köprüler ve daha pek çok iz.
SAKARYA NEHRİ
Uzunluğu 824 km olup, beslenme havzasının genişliği 53.800 km²'dir. Afyon'un kuzeydoğusundaki Bayat Yaylası'ndan doğar.
Sakarya Nehri'nin Aladağ ve Kirmir sularını aldığı yerde Türkiye'nin en büyük santrallerinden biri olan Sarıyar Hidroelektrik Santrali ve Gökçekaya Hidroelektrik Santralı kurulmuştur.
SEYHAN NEHRİ
YEŞİLIRMAK
YeşilırmakSivas'ın kuzeyinde Kösedağ eteklerinden doğan ve Karadeniz'e dökülen Türkiye'nin en büyük 2.nehridir.
519 km uzunluğundaki Yeşilırmak TokatAmasya ve Samsun illerinden geçerken çeşitli akarsularla birleşir. Nehir başlıca 3 kolun birleşmesinden meydana gelir. Kelkit Çayı nehrin en büyük koludur. Nehrin kolları ile beraber taşıdığı alüvyonlar Çarşamba Ovasını oluşturmuştur.
ARAS NEHRİ
ASİ NEHRİ
Orontes olarak da adlandırılan Asi Nehri LübnanBekaa Vadisi’nin doğu kısmından doğar ve TürkiyeHatay ilinden Akdeniz’e dökülür. Asi Nehri'nin toplam uzunluğu 450 km. olup, nehrin büyük bölümü Suriye toprakları içinde bulunmaktadır.
Antakya ile Akdeniz'e arasını doğal su yolu bağlanmış olan Asi Nehri'nin ortalama su debisi 30 m³/sn dir.
Asi nehri dünyada tersine akan nehirlerden bitanesidir.Asi dizisi adını bu nehirden almıştır.
İç Batı Anadolu’daki Murat, Eğrigöz ve Şaphane dağlarından inen suların birleşmesiyle oluşan Gediz Nehri, batıya doğru ilerlerken, kuzeyden Kunduzlu, Selendi, Deliiniş ve Demrek Çaylarını, güneyden ise Kulu volkanik yöresinden gelen küçük dereleri sularına katar. Uşak ilinin Banaz Çayı'ndan sonra ikinci önemli akarsuyudur. Akarsuyun bazı küçük kaynakları bu ilin sınırları içindedir. Önce Kütahya il sınırları içinde akan Gediz, Uşak merkez ilçeye bağlı Emirfakı Köyü'nün kuzeyinde Uşak topraklarına girer. Irmak, merkez ilçenin Güre Bucağı'na kadar kuzey-güney yönünde akar. Bu bucağın yakınlarında batıya döner ve Salihli ilçesinin kuzeydoğusundan Gediz Ovası’na girer ve güneyden
Irmağın kaynağı olan Murat Dağı'ndan Ege'de denize ulaştığı noktaya kadarki uzunluğu 401 km olup su toplama havzası ise 17.500 km²'dir. Gediz'in Uşak'taki en önemli kolu Karabol Çayı'dır.
Taşkın dönemlerinde sık sık yatak değiştiren Gediz Nehri, yaklaşık 40.000 ha’lık bir delta oluşturmuştur. Zaman içerisinde İzmir Körfezi’ndeki bazı adalar da kara ile birleşmiş ve delta ovası içerisinde kalmıştır.
Yukarıdaki coğrafi bilgiler doğru olmakla birlikte Nehir üzerinde Manisa-Salihli İlçesi sınırları içerisinde Demirköprü Barajı inşaa edilmiştir. Baraj bir yandan elektrik üretirken diğer yandan Gediz Ovasının tarımsal amaçlı sulanması için de kullanılmaktadır. Sulama hattının Gediz Ovasına dağıtımı Salihli-Adala beldesinden yapılmaktadır.
Bugün için Gediz Havzasının en önemli sorunu ekolojik kirlilik olmuştur. Geçmişte, özellikle 80'li yıllarda yoğun olarak kum ve çakıl ocaklarına ruhsat verilmiş olması, bir yandan doğal yapıyı bozarak faunayı olumsuz etkilerken diğer yandan nehrin su seviyesinin alçalmasına neden olmuş ve bu da içinden geçtiği ovanın yer altı sularını olumsuz etkilemiştir. Nehre, Demirköprü Barajına girmeden önce Uşak'ta başta dericilik olmak üzere çok sayıda sanayi tesisleri tarafından sanayi atıkları, keza Kula İlçesinde aynı şekilde her türlü atık ve Barajdan sonra da Salihli, Ahmetli gibi ilçelerin atıkları deşarj edilmektedir. Kirlilik o boyuttadır ki zaman zaman sığlaşan Nehri bırakın büyük bir su toplama havzası olan Barajda dahi özellikle rüzgarsız günlerde su üzerinde biriken pislikler, değişik renkteki kimyasal atık öbekleri, bir labaratuvar analizi değil fakat çıplak gözle dahi açıkça görülmektedir.
Kirliliğin en önemli göstergesi özellikle Barajdan sonra Nehrin faunasında meydana gelen daralmadır. Bundan yaklaşık 20 yıl önce başta levrek olmak üzere sazan, yılan balığı, kefal gibi pek çok türün yaşadığı nehirde bugün artık çok sınırlı yerlerde ancak esasen bir çamur ve pis su balığı olan yayın bulunmaktadır. Zaten Nehrin suyunun rengi ve kokusu da durumu göstermeye yetmektedir.
Yine yukarıda verilen coğrafi bilgiler arasında Nehrin kolları arasında sayılan Nif Çayı da kirlilikten payını almıştır.
Nehir havzasının kirliliğinin engellenmesi vs amaçlar için bir Birlik kurulmuşsa da Devlet tarafından gerekli yaptırımlar uygulanmadığından geçen 6 yılda hiçbir ilerleme sağlanamamıştır.
Sonuç olarak eski çağın en önemli yerleşim havzalarından olan Gediz Nehrini bugün için kilometrelerce uzunlukta bir açık kanalizasyon isale hattına dönüştürmeyi başarmış durumdayız. Nehir flora ve faunasıyla can çekişmekte ve kendisiyle birlikte içinden geçtiği Ovayı da ölüme götürmektedir. Bunun sorumlusu ise çevre duyarlılığı olmayan açgözlü sanayici ve işletmeler, oy kaygısıyla hareket eden yerel yönetimler ve şüphesiz merkezi idaredir.
Küçük Menderes NehriBiga yöresinde Bozdağlardan doğar, kendi ismi ile anılan bu ovayı sulayarak, Selçuk İlçesinin batısından denize dökülür. Küçük Menderesin alüvyon getirip kıyı çizgisinden sürekli olarak ilerlemiş olması neticesinde, İlk çağların en önemli liman şehirlerinden biri olan Efes bu gün denizden 5-6 km. içeride kalmıştır.
İsimleri Yunanca "meandros", yani "suların dirsek yaptığı yer" anlamına gelen "Menderes" adlı üç akarsu vardır Batı Anadolu'da. Homeros'un İlyada'sındaki Skamandros ırmağıdır Biga yöresinde Kazdağları'ndan inen sularla beslenip Çanakkale Boğazı'na dökülen ve Troya'yı denizden uzaklaştıran "Eski Menderes" ırmağı. Yukarıda anlatılmak istenen ve eski adı Kaystros ya da Astarpa olan "Küçük Menderes Nehri", İzmir'in Ödemiş İlçesi arkasında yükselen ve eski adı Tmolos olan Bozdağlar'dan doğarak 175 km yol kateder, Selçuk İlçesi'nin Pamucak sahilinde denizle buluşur. O da taşıdığı çamurlarla Efes liman kentini denizden uzaklaştırmıştır... Eski adı Maiandros olan üçüncü Menderes, yani "Büyük Menderes Nehri" Uşak-Denizli taraflarında Küçük Menderes'in kollarıyla, Kufi suyuyla ve Banaz Çayı'nın kollarıyla oluşur, büyüyerek 450 km akar. Nazilli, Aydın, Söke önünden, yine eski bir liman kenti olan Milet'i getirdiği alüvyonlarla kıyıdan uzaklaştırıp Söke Ovası sahilinde denizle buluşur...
Meriç Nehri, (Bulgarca: Марица, Maritsa, Yunanca: Εβρος, Evros) Yunanistan ile Türkiye sınırının bir kısmını oluşturan, Bulgaristan'da doğarak Türkiye'ye giren ve Edirne üzerinde Ege Denizi'ne dökülen ırmaktır. Meriç Irmağı 490 km uzunluğundadır. Türkiye'de kalan bölümü ise 211 km'dir. Meriç nehri Türkiye'nin 10. büyük nehridir. Meriç Nehri Türk sınırları içinde ilk olarak Edirne kuzeyinde Arda ile karışır. Bundan sonra Edirne güneyinde Tunca Nehri Meriç Nehri ile birleşir.
Uzun bir süre Türk-Yunan sınırını çizerek akan Meriç Nehri’ne İpsala yakınlarında Balabancık Köyü batı kısmında Ergene Nehri karışır. Meriç Nehri İpsala güneyinde başlıca iki kola ayrılır. Birinci kol Türk sınırını İçterk ederek Yunanistan’a geçer ve Saros Körfezine dökülür. Diğer kol ise bataklıklar oluşturarak Gala gölü gibi göllenmeler yaparak Türk topraklarından Enez yakınlarında Saros Körfezine (EGE DENİZİ) dökülür.
Rumeli'nin en büyük nehirlerinden biri. Rodop dağının kuzey eteği yakınlarından çıkar. Bulgaristan'ın Filibe ovasını, Edirne şehrini, Batı Trakya'yı suladıktan sonra,
Ege Denizine dökülür. Uzunluğu 490 kilometredir. Bunun 172 kilometresi Türkiye'dedir. Başlıca kolları Ergene, Arda ve Tunca'dır
Çoruh Nehri (Gürcüce: ჭოროხი / Çorohi), dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biri olup, Bayburt ve Artvin ilinin en büyük akarsuyudur. Bu illerdeki hemen hemen bütün çay ve dereler Çoruh’un kollarını oluştururlar.
Kaynağını Mescid Dağı'nın (3.255 m) batı yüzünden alır. Önce batı doğrultusunda akıp [Bayburt ve ispir ]’den geçtikten sonra bir yay çizerek. Yusufeli'nin Yokuşlu köyü önünde Artvin il sınırlarına girer. Yusufeli, Artvin ve Borçka’nın içerisinden geçtikten sonra Borçka’nın Muratlı kasabasından geçerek burada il ve ülke sınırlarını terk eder ve Batum’da Karadeniz’e dökülür. Toplam uzunluğu 376 km olan Çoruh Nehrinin il sınırları içerisindeki uzunluğu 150 km olup 100 km'si Yusufeli sınırları içerisinde seyreder. Çoruh’un debisi Mayıs ayında (569/529 m³/sn.) zirveye çıkar. Yıl boyunca en düşük debisi ise 53.09 m³/sn.’dir. Eğim %5’tir.
Çoruh Nehri'nde başta sazan ve kefal olmak üzere birkaç balık türü bulunur. Nehrin Yusufeli sınırları içerisinde seyreden 100 kilometrelik kısmı rafting ve kano gibi su sporları için en uygun ve en zorlu parkurları meydana getirmiştir.
|